Cahit YERCİ
Yeminli Mali Müşavir
Yasalarda geçen kavram ve deyimlerin yine ilgili yasalarda
tanımlanması esastır. Bununla birlikte, bu esasa uyulmadığını ve söz konusu
kavram ve deyimlerin yasalar yerine tali mevzuatla tanımlanma yoluna
gidildiğini gösteren çok sayıda örnekle de karşılaşılmaktadır.
Bu örneklerden biri Gümrük Mevzuatı’ndadır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (GK’nın) 3’üncü maddesinin 4’üncü
fıkrasında “yerleşim
yeri” deyimine yer verilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi’nde “yerleşik kişi”nin
bu bölgede “yerleşim
yeri” olan bütün gerçek kişileri ifade edeceği hüküm altına alınmıştır. Bu
hükme yer veren söz konusu yasa, “yerleşim yeri”
deyimini ise tanımlamamıştır.
Durum bu olunca, “Türkiye Cumhuriyeti
Gümrük Bölgesi’nde yerleşik kişi” tanımının, yasal açıdan, bir bacağı
sakat kalmıştır.
Sakat olan bu bacak, (07/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan) 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı
Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı’nda (BKK’da) yapılan bir tanımla onarılmaya çalışılmıştır. Belirtilen
BKK’nın 3/(1)-z maddesinde yer alan tanıma göre, “yerleşim yeri”, aynı
kararın “dördüncü
kısım hükümlerinin uygulanması açısından, kişisel veya mesleki bağlar nedeniyle
bir kişinin Türkiye’ye son giriş tarihinden geriye doğru bir yılda en az
yüzseksenbeş gün yaşadığı yeri” ifade etmektedir.
BKK’nın getirdiği bu tanımın, uygulamada doğabilecek
belirsizleri ve farklı uygulamaları ortadan kaldırmak bakımından çok önemli
olduğu kesindir. Ancak, bu tanımın yasallığı tartışmalıdır.
Söz konusu BKK, aynı BKK’nın 2’nci maddesinde de belirtildiği
üzere, GK’nın 16, 74, 131, 132, 141, 167, 169, 195, 202, 214, 215, 221, 225 ve
237’nci maddelerinin BKK ile düzenlenmesini öngördüğü hususları kapsamaktadır.
Bu maddelerin hiçbirinde, GK’nın eksik bıraktığı tanımların BKK ile
tamamlanacağı yönünde hüküm yoktur.
Gümrük Mevzuatı’nda "Türkiye
Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi’nde yerleşik kişi" sayılanlara
tanınmamakla birlikte, "Türkiye
Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinde yerleşik kişi" sayılmayanlara
tanınan bazı olanaklar mevcuttur. Bunlardan biri, yurt dışından
ithalat vergileri, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV)
ödemeksizin yurda geçici süreyle taşıt ithalatıdır.
“Yerleşim yeri” tanımının şu ya da bu
şekilde yapılmasına bağlı olarak, yurda geçici süreyle taşıt ithal ettiğinde
söz konusu vergileri ödemesi gerekecek ve gerekmeyecek kişilerin
çerçevesi/kapsamı değişmektedir. Bu çerçevenin/kapsamın yasada değil, yasa
dışında kalan ve yasanın verdiği herhangi bir yetkiye dayanmaksızın yapılan
bazı düzenlemelerde yer alan tanımlarla belirlenmesi bence mükellef haklarının
ciddi şekilde ihlalidir.
Mükellef haklarına saygı lütfen!