8 Nisan 2014 Salı

DIŞ TİCARETTE KORUMACILIK


 

 

Yazar: Cahit YERCİ

 

Korumacılık, genel ve en yalın şekilde, yerli üretimin yabancı üretimin rekabetine karşı çeşitli araçlar kullanmak suretiyle desteklenmesi ya da korunması olarak tanımlanabilecektir.

 

Korumacılığın, ülkeye ithal edilecek mal miktarını sınırlamaya yönelik önlemlerle yapılması mümkün olduğu gibi, ülkeden ihraç edilecek mal miktarını azaltmaya ya da çoğaltmaya dönük yöntemlerle ya da bu yöntemlerin tamamının birlikte kullanılması suretiyle de yapılması mümkündür.

 

Korumacılık, daha çok, yalnızca ithalat miktarını azaltmaya dönük önlemleri içerecek şekilde, dar anlamıyla, tanımlanmaktadır. Bu dar tanıma göre,  korumacılık, devletin, tarife ya da tarife dışı engeller kullanmak suretiyle yerli üretime yabancı üretimin rekabetine karşı destek ya da koruma sağlamasıdır.[1]

 

Simon J. Evenett, dar anlamdaki korumacılık tanımının, diğer ülkelerin zararına olarak başvurulan ve ihracat arttırmaya yönelik olanları da içeren önlemleri ihmal ettiğini vurgulamakta ve korumacılığın geniş anlamıyla tanımlanması yönünde saf tutmaktadır.[2]

 

Bu çalışmada, bizim de paylaştığımız bu görüş temelinde, korumacılık ve korumacı önlemler geniş tanımıyla ele alınmıştır. 

 

 




[1] Lipsey, Richard G., Steiner Peter O., Purvis, Douglas D., Economics, (1987), s. 917.
[2] Evenett, Simon J., “Managed Exports And The Recovery Of World Trade: The Seventh Global Trade Alert Report”, 16/09/2010, http://www.voxeu.org/index.php?q=node/5530, Erişim: 21/02/2011.


DIŞ TİCARETE İLİŞKİN BİRKAÇ SAPTAMA

 

Yazar: Cahit YERCİ

 

Pek çok kaynakta, karşımıza, “Dünya Ticaret Örgütü/Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (DTÖ/GATT) kurallarına dayalı, mevcut Dünya Ticaret Sistemi’nin korumacılığa her zaman engel olmadığı, aksine, bünyesinde,  korumacılığa açık kapı oluşturan birçok olanak barındırdığı” yönünde vurgulamalar çıkıyor Bu vurgulamalara göre, uluslararası ticaretin önündeki engelleri azaltmaya çalışan bir sistem, aynı zamanda, korumacı eğilimleri kışkırtacak bir hukuksal altyapı da sağlıyor.   

 

Dünyada bugün, 153 ülke[1], DTÖ/GATT kurallarına tabi olarak uluslararası ticaret yapıyor. Bu kuralların dışında kalan ülkeler ise, birkaç istisna haricinde, dünya ticaretinin büyük aktörlerinden değil.  

 

O halde, uluslararası ticaretin aktörleri konumundaki ülkelerin korumacılık adına yapabileceklerinin ya da yapamayacaklarının çerçevesini, büyük ağırlıkla, DTÖ/GATT kuralları belirliyor.

 

Sistemin dışında kalan ülkelere ise, sistemin getirdiği kurallarla yapılabilecek bir şey yok.

 

Bu vurgulamalar ışığında, pek çok ülkenin, 2008 yılından başlayarak dünyaya yayılan ekonomik ve mali krizle baş edebilme adına, mevcut kurallara karşın, nasıl önlem alabildikleri sorusu DTÖ/GATT kuralları incelenmezse yanıtsız kalır.   

 

Korumacılığa dönük araçların çeşitliği, teknik yönlerinin bulunması, (görünen ya da görünmeyen) çeşitli amaçlara yönelik olarak kullanılabilme özelliklerinin bulunması gibi hususlar, bu araçlarla ilgili belli ölçüde bir bilgi verilmesi gereksinmesini de ortaya koymaktadır.   

 

Serbest ticaret alanında bugün gelinen noktayı anlamak, biraz da geçmişteki gelişmeleri anlamaktan geçmektedir.

(...)
 

DIŞ TİCARETTE KORUMACILIK ÜZERİNE


Yazar: Cahit YERCİ

 

Ekonomi teorisi, uluslararası serbest ticaretin ekonomik yararlarına işaret ediyor. Ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüklerinin bulunduğu alanlarda uzmanlaşması, bu uzmanlaşmanın yarattığı ölçek ekonomileri, ekonomik büyüme ve refah artışı, tüketim olanaklarının ve seçeneklerinin genişlemesi işaret edilen yararlardan bazıları.[1]

 

İşaret edilen bu yararlara karşın, ülkeler, şu ya da bu şekilde ve değişik ölçülerde serbest ticarete engel olan önlemlere başvurmaktan kaçınmıyor.

 

Serbest ticarete engel olan ya da bunu bozan önlemlerin, başvuran ülke açısından, (yavru sanayilerin korunması, dış ticaret hadlerinin lehe çevrilmesi, yatırımlara yönelik ithal girdilerin finansmanı için gerekli döviz rezervlerinin yeterliliğinin sağlanması gibi) çeşitli gerekçelere dayandırıldığı ve bu dayanaklara göre uygulandığı durumlar mutlaka var. Uluslararası ticaretin faydalarından ülkelerin görece daha çok yararlanma isteklerinin de bu önlemlerde payı kuşkusuz yok değil. Bunlar bir yana, serbest ticarete engel olan ve bu ticareti bozan önlemlerin en çok hatırlandığı ve uygulanması eğilimlerinin yoğunlaştığı dönemler, gelirin ve satın alma gücünün düştüğü, işsizliğin arttığı, talep azalmasından ötürü ülkelerin dış dünyaya öncekinden daha az mal ve hizmet satabildikleri ekonomik kriz dönemleri oluyor. 1997 yılındaki Asya Krizi döneminde ve 2008 yılında Amerika’dan dünyaya yayılan mali krizden bugüne değin olan dönemde gözlenen korumacı uygulamalar bunun örneklerini oluşturmaktadır.[2] 

 

Serbest ticareti engelleyen unsurların azaltılması ve bunlardan bazılarının hepten kaldırılması yolunda ülkelerin 60 yılı aşkın bir süredir gösterdiği engin bir çaba var. Dünya Ticaret Örgütü ve 1994 tarihli Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Anlaşması (GATT 1994) bu çabanın somut ürünü. Söz konusu anlaşmanın getirdiği kurallar, özünde, serbest ticareti geliştirmek ve bunu garanti etmek üzerine kurulu olmasına karşın, korumacılığı tam anlamıyla engelleyebilecek yetkinlikten yoksun. Dahası, kuralların kimisi korumacılık için çok elverişli bir zemin oluşturuyor; ülkeler, sağlık, güvenlik ve çevre gibi gerekçelerle uyguladıkları politikalarla ve haksız rekabete karşı uyguladıkları vergilerle DTÖ kuralları içinde kalarak yabancı mallara karşı kendi üretimlerini koruyabiliyorlar.[3] [4]

 



[1] Lipsey, Richard G., Steiner Peter O., Purvis, Douglas D., Economics, Harper International Edition, Eight Edition, New York, 1987, s. 777-784.
[2] Baldwin, Richard, The Crisis And Protectionism: History Doesn't Repeat İtself, But Sometimes İt Rhymes”, (What World Leaders Must Do To Halt The Spread Of Protectionism? Editör: Richard Baldwin and Simon Evenett, Graduate Institute, Geneva, Centre for Economic Policy Research (CEPR) Centre for Economic Policy Research 2008, VoxEU.org publication), s. 31, (www.voxEU.org).
[3] What World Leaders Must Do To Halt The Spread Of Protectionism? Editör: Richard Baldwin and Simon Evenett, Graduate Institute, Geneva, Centre For Trade And Economic Intergration, Centre For Economic Policy Research (CEPR) 2008, VoxEU.org publication, s. 1, (www.voxEU.org).
[4] Baldwin, Richard, The Crisis And Protectionism: History Doesn't Repeat İtself, But Sometimes İt Rhymes” (2008), s. 32-33.