8 Nisan 2014 Salı

DIŞ TİCARETE İLİŞKİN BİRKAÇ SAPTAMA

 

Yazar: Cahit YERCİ

 

Pek çok kaynakta, karşımıza, “Dünya Ticaret Örgütü/Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (DTÖ/GATT) kurallarına dayalı, mevcut Dünya Ticaret Sistemi’nin korumacılığa her zaman engel olmadığı, aksine, bünyesinde,  korumacılığa açık kapı oluşturan birçok olanak barındırdığı” yönünde vurgulamalar çıkıyor Bu vurgulamalara göre, uluslararası ticaretin önündeki engelleri azaltmaya çalışan bir sistem, aynı zamanda, korumacı eğilimleri kışkırtacak bir hukuksal altyapı da sağlıyor.   

 

Dünyada bugün, 153 ülke[1], DTÖ/GATT kurallarına tabi olarak uluslararası ticaret yapıyor. Bu kuralların dışında kalan ülkeler ise, birkaç istisna haricinde, dünya ticaretinin büyük aktörlerinden değil.  

 

O halde, uluslararası ticaretin aktörleri konumundaki ülkelerin korumacılık adına yapabileceklerinin ya da yapamayacaklarının çerçevesini, büyük ağırlıkla, DTÖ/GATT kuralları belirliyor.

 

Sistemin dışında kalan ülkelere ise, sistemin getirdiği kurallarla yapılabilecek bir şey yok.

 

Bu vurgulamalar ışığında, pek çok ülkenin, 2008 yılından başlayarak dünyaya yayılan ekonomik ve mali krizle baş edebilme adına, mevcut kurallara karşın, nasıl önlem alabildikleri sorusu DTÖ/GATT kuralları incelenmezse yanıtsız kalır.   

 

Korumacılığa dönük araçların çeşitliği, teknik yönlerinin bulunması, (görünen ya da görünmeyen) çeşitli amaçlara yönelik olarak kullanılabilme özelliklerinin bulunması gibi hususlar, bu araçlarla ilgili belli ölçüde bir bilgi verilmesi gereksinmesini de ortaya koymaktadır.   

 

Serbest ticaret alanında bugün gelinen noktayı anlamak, biraz da geçmişteki gelişmeleri anlamaktan geçmektedir.

(...)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder