15 Eylül 2016 Perşembe

Artan Oranlı Vergiler (Progressive Taxes)




Yazar: Cahit YERCİ, YMM, MA

Giriş

 

Artan oranlı vergiler, vergi hesabına temel olan değer (vergi matrahı) arttıkça ortalama vergi oranının da arttığı vergilerdir.

 

Ülkemizde, gerçek kişilerin elde ettiği ticari ve zirai kazançları, ücretleri, serbest meslek kazançlarını, gayri menkul ve menkul sermaye iratlarını  ve diğer kazanç ve iratları vergilendirme kapsamına alan Gelir Vergisi (GV) artan oranlı vergilerin en somut örneğidir.

 

Türk Vergi Sistemi’nde mevcut olan bir diğer artan oranlı vergi ise Veraset ve İntikal Vergisi (VİV)’dir. Söz konusu verginin konusu, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan kişilere ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla ya da hangi suretle olursa olsun ivazsız (karşılıksız) bir şekilde bir  kişiden  diğer bir kişiye intikalidir. Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan kişilerin yabancı ülkelerde aynı yoldan edinecekleri (iktisap edecekleri) mallar da VİV kapsamındadır. Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki bir kişinin Türkiye sınırları dışında bulunan malını veraset yoluyla ya da sair suretle ivazsız şekilde edinen ve Türkiye'de ikametgahı olmayan yabancı kişiler ise VİV ile yükümlü tutulmamaktadır.[1]

 

Gelir Vergisi (GV)

 

Gelir Vergisi (GV) Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK’nın) 103’üncü maddesinde yazılı tarifeye[2] göre hesaplanır. Söz konusu tarife uyarınca, verginin konusunu oluşturan gelir, kanunun öngördüğü dilimlere ayrılarak her bir dilim ayrı bir oranda gelir vergisine tabi tutulur.

 

Örnek 1: 2016 yılında,  GV’ye tabi gelir unsurlarından birini ya da birkaçını (ücret hariç) elde eden bir gerçek kişi (A) olduğunuzu ve vergiye tabi gelirinizin (gelir vergisi matrahınızın) toplamının 110.000 TL olduğunu varsayalım. Ödeyeceğiniz gelir vergisi 2016 için geçerli gelir vergisi tarifesine göre aşağıdaki şekilde hesaplanır: 

 
 

 
Gelir Tutarı (Matrah) (TL)
Oran (%)
Vergi (TL)
Vergi (TL) (Birikimli)
Gelir (TL) (Birikimli)
Ortalama Vergi Oranı (%)
1.   Dilim
12.600
15
1.890
1.890
12.600
15,00
2.   Dilim
17.400
20
3.480
5.370
30.000
17,90
3. Dilim
39.000
27
10.530
15.900
(*) 69.000
23,04
4.   Dilim
41.000
35
14.350
30.250
110.000
27,50
(*) Gelirin (matrahın) 69.000 TL’yi aşan kısmı 4. gelir dilimini oluşturur ve bu kısım % 35 oranında gelir vergisine tabi tutulur.

 

Tablodan da görüleceği üzere, elde edilen gelir artıkça ödenen gelir vergisinin ortalama oranı (= ödenen toplam vergi/elde edilen toplam gelir) artmaktadır.  Başka bir deyimle, gelir arttıkça daha yüksek oranda vergi ödenmektedir. Bunu yaratan da gelir vergisinin (tarifesinin) artan oranlı niteliğidir. 

 

Örnek 1: 2016 yılında,  vergiye tabi tutarı 110.000 TL olan ücret geliri elde eden bir gerçek kişi (B) olduğunuzu varsayalım. Ödeyeceğiniz gelir vergisi 2016 için geçerli gelir vergisi tarifesine göre aşağıdaki şekilde hesaplanır:

 

 
Gelir Tutarı (Matrah) (TL)
Oran (%)
Vergi (TL)
Vergi (TL) (Birikimli)
Gelir (TL) (Birikimli)
Ortalama Vergi Oranı (%)
1.   Dilim
12.600
15
1.890
1.890
12.600
15,00
2.   Dilim
17.400
20
3.480
5.370
30.000
17,90
3. Dilim
(*) 80.000
27
21.600
26.970
110.000
24,52
(*) Gelirin (matrahın) 110.000 TL’yi aşan kısmı 4. gelir dilimini oluşturur ve bu kısım % 35 oranında gelir vergisine tabi tutulur.

 

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, GVK’nın 103’üncü maddesindeki tarife, ücret gelirlerini, gelir vergisinin konusuna giren diğer gelir unsurlarına göre, belli bir rakamdan (30.000 TL’den) sonra daha düşük oranda vergilemeyi öngörmektedir.  Tarife, bunu, 30.000 TL’den sonra gelen 80.000 TL’yi  % 27 oranında gelir vergisine tabi 3. gelir dilimi olarak  belirlemek suretiyle yapmaktadır (önceki tablodan görüleceği üzere ise, gelir vergisine tabi diğer gelir unsurlarının vergilenmesinde 3. gelir dilimi   39.000 TL’dir). Dolayısıyla, tarife, 110.000 TL’lik gelir (matrah) düzeyinde, ücretleri, gelir vergisine tabi diğer unsurlara göre, (80.000 – 39.000=) 41.000 TL’lik kısmı daha % 35 yerine % 27 oranında vergiye tabi tutmak suretiyle, ortalama vergi  oranını daha düşük belirlemekte ve bu suretle , ücretler üzerindeki vergi yükünü görece daha düşük tutmaktadır.  Sonuçta, yıllık vergi matrahı 110.000 TL olan ücretlinin vergi yükü aynı tutarda vergi matrahı olan diğer gelir unsuru sahiplerine göre (27,50 – 24,52 =) 2,98 puan daha düşüktür. Dolayısıyla, ücretli, vergiye tabi tutulan 110.000 TL’lik gelir düzeyinde, diğer gelir unsuru sahibi gerçek kişilere göre, (110.000 x % 2,98 =) 3.280 TL (=30.250 TL - 26.970 TL)  daha az vergi ödemektedir.[3]

 Veraset ve İntikal Vergisi (VİV)

Yazının giriş bölümünde de belirtildiği üzere, Veraset ve İntikal Vergisi (VİV), artan oranlı tarifeye göre alınır.

 

2016 yılı için VİV’in vergi tarifesi izleyen tabloda gösterildiği gibidir[4]:

 

 

 
Oran (%)
Matrah (TL)[5]
Veraset Yoluyla İntikallerde
İvazsız İntikallerde (*)
İlk 210.000
1
10
Sonra Gelen 500.000
3
15
Sonra Gelen 1.110.000
5
20
Sonra Gelen 2.000.000
7
25
Sonra Gelen Tutarlar
10
30
(*) Bir şahsa ana, baba, eş ve çocuklarından (evlatlıktan evlat edinenlere yapılan ivazsız intikaller hariç) ivazsız mal intikali halinde vergi, ivazsız intikallere ilişkin tarifede yer alan oranların yarısı uygulanarak hesaplanır.

 

Örnek 3: Eylül 2016’da vefat eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı (D)’nin kanuni mirasçılarının her birine kalan miras hissesinin VİV matrahı, 1.500.000 TL’dir. Mirasçıların her birinin ödeyeceği VİV tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanır:

 

Matrah (TL)
Oran (%)
Vergi (TL)
İlk 210.000
1
2.100
Sonra Gelen 500.000
3
15.000
Sonra Gelen 790.000
5
39.500
Toplam
 
56.600

 

Örnek 4: Bay (F) annesine Haziran 2016’da VİV matrahı 700.000 TL olan bir gayri menkul bağışlamıştır. Kendisine gayri menkul bağışlanan annenin ödeyeceği VİV izleyen tabloda belirtilmektedir: 

 

Matrah (TL)[6]
Oran (%)
Vergi (TL)
İlk 210.000
5,0
10.500
Sonra Gelen 490.000
7,5
36.750
Toplam
 
46.250

 

Sonuç

Bu makalede artan oranlı vergilerin tanımı yapılmış ve Türk Vergi Sistemi’nde mevcut artan oranlı vergilerden Gelir Vergisi’ne ve Veraset ve İntikal Vergisi’ne değinilmiştir. 15 Eylül 2016.



[1] VİVK m. 1.
[2] GVK’nın 103’üncü maddesindeki tarifede yazılı gelir dilim tutarları, aynı kanunun mükerrer 123’üncü maddesinde yazılı yetki uyarınca, her yıl, Bakanlar Kurulu’nca, bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanmaktadır. Aynı yetki maddesi uyarınca, bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5'ini aşmayan kesirler dikkate alınmamaktadır. Yine aynı madde uyarınca, Bakanlar Kurulu, bu surette tespit edilen tutarları % 50'sine kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir.
 
[3] Ücretli lehine görünen bu durumun, çok farklı açılarla farklı değerlendirmelere konu edilmesi gerektiğini vurgulamak gerekir. Bu değerlendirmeler  başka bir yazıma konu olacaktır.  
[4] VİVK m. 16
[5] Vergi tarifesinin matrah dilim tutarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır .Bu şekilde hesaplanan dilim tutarlarının %5'ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, bu suretle tespit edilen tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir (VİVK m. 16).
[6] Vergi tarifesinin matrah dilim tutarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır .Bu şekilde hesaplanan dilim tutarlarının %5'ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, bu suretle tespit edilen tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir (VİVK m. 16).