19 Mart 2014 Çarşamba

MÜKELLEF HAKLARI ÜZERİNE



Cahit Yerci - Gelirler Başkontrolörü - 14 Eylül 2005 Çarşamba - Dünya
 

Son zamanlarda "mükellef hakları"na vurgu yapan çalışmalara ve değerlendirmelere daha çok rastlamaya başladık. Bu gelişmeyi hukuk adına sevindirici sayıyoruz. "Mükellef hakları" dediğimiz haklara değinilirken vurgulanmasını zorunlu bulduğumuz bir husus ise, bunların kapsamının, hukuki çerçevesinin ve temelinin çok net vurgulanması. Bu çerçevede konuya ilişkin birkaç değerlendirme yapalım istedik.

Hukuk sistemimizde "mükellef hakları" başlığı altında belirlenmiş hiçbir hakka rastlanmamaktadır. Bu bağlamda, "mükellef hakları"nı Anayasa'nın ve vergi kanunlarının çeşitli maddelerine serpiştirilmiş çeşitli hukuki güvenceler ve olanaklar olarak görmek yanlış olmayacaktır. Bu güvenceler ve olanaklar, esasen, temelini Anayasa'dan, özellikle Anayasa'nın 73'üncü maddesinden almaktadır. Verginin mevcudiyet nedenini kamu giderlerinin karşılanmasına bağlamış olan söz konusu madde, vergileme süresinde temel alınması gereken bazı ilkeleri anayasal ilkeler olarak ortaya koymaktadır. Buna göre,

Herkes vergi ödemek zorundadır,

Herkesin vergi ödeme zorunluluğu mali gücüne göredir,

Vergiler yasa ile konulur.

Devletin vergileme yetkisini sınırlayan bu ilkeler, mükellefler bakımından ise onların haklarını güvenceye almaktadır.

Yukarıda belirtilen anayasal ilkeler, devletin temel yapısını ve niteliğini, görev ve yükümlülüklerini, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini belirleyen Anayasa hükümleriyle de doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda, Anayasa'nın başlangıcında,

"Her Türk vatandaşının Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak (...) hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu",

"Topluca Türk vatandaşlarının (...) milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu"

şeklinde yer alan hükümler mükellef hakları ile yakından ilgilidir.

Aynı şekilde, Anayasa'nın,

Türkiye Cumhuriyeti'nin, toplumun huzurunu, milli dayanışmayı, adalet anlayışını esas alan, insan haklarına saygılı, sosyal hukuk devleti olduğunu hükme bağlayan 2'nci,

Devletin temel amaç ve görevlerini "(...) demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan (...) ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları sağlamaya çalışmak" şeklinde hükme bağlamış bulunan 5'inci,

Temel hakların ve özgürlüklerin, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere (olan) ödev ve sorumluluklarını da içereceğini hükme bağlayan 12'nci,

Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu hükme bağlayan 17'nci

maddesi de mükellef haklarının temelini ve çerçevesini belirleyen hukuki altyapıyı oluşturmaktadır. Dolayısıyla, mükellef haklarının temeli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hükümlerindedir ve söz konusu hakların gözetilmesindeki başarı, belirtilen hükümlerin özümsenmesi ve uygulamaya yansıtılması derecesine bağlı olacaktır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder