Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM
DTÖ/GATT sistemi, kriz döneminde olunsun ya da olunmasın, üye
ülkelere, korumacılık adına
kullanabilecekleri pek çok olanak sunuyor. Örneğin,
· herhangi
bir üretim sektörü zarara uğrayan ya da uğrama tehlikesi yaşayan ülkeler bu
zararı engellemek ya da bu tehlikeyi savuşturmak için,
· sübvansiyonlu
ithalatla karşılaşan ülkeler bu sübvansiyonu telafi için,
· dampingli
ithalatla karşılaşan ülkeler dampingin etkisini gidermek için,
kendi iç üretimlerini koruyucu önlemlere başvurabiliyorlar.
Ayrıca, bağlanmış tavan tarifelerinin altında tarife uygulayan
ülkeler, istedikleri her zaman tarifelerini artırma yoluna gidebiliyorlar.
Bunların tamamı, DTÖ/GATT kuralları bağlamında kabul görüyor.
Az gelişmişinden orta ve ileri gelişmişlik düzeyine değin çok
farklı ekonomik gelişmişlik düzeylerine sahip 160 ülkeyi içinde barındıran,
serbest ticaret ilkesine dayalı bir ticaret sisteminin bu ülkelerin tamamına
refah artışı getireceğinin garantisi yoktur. Serbest ticaretten bazı ülkelerin
iç üretimlerinin ciddi şekilde zarar görmesi olasılığı her zaman mevcut
bulunmaktadır. Serbest ticaret nedeniyle üretimleri zarar gören ülkelerin,
zarar durumunda dahi, serbest ticareti kayıtsız koşulsuz sürdürebileceklerini,
sürdürmeleri gerektiğini söyleyebilmek zordur. DTÖ/GATT sisteminin korumacılığa
olanak tanıyan hükümlerinin bazılarının mevcudiyeti, belki de, biraz
bundandır.
[1]
Baldwin, Richard, “The Crisis And Protectionism:
History Doesn't Repeat İtself, But Sometimes İt Rhymes”, (What World Leaders Must Do To Halt The
Spread Of Protectionism? Editör: Richard Baldwin and Simon Evenett,
Graduate Institute, Geneva, Centre for
Economic Policy Research (CEPR) Centre for Economic Policy Research
2008, VoxEU.org publication), s. 32-33,
(www.voxEU.org).