Cahit YERCİ
Vergi Sorunları Dergisi
18 Aralık 2006 Pazartesi, Dünya
Anayasa Mahkemesi, 22/07/2006 tarihli ve 26236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (2005/108 Esas, 2006/35 Karar Sayılı) 01/03/2006 tarihli kararıyla, Kabahatler Kanunu'nun 3'üncü maddesini iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi, iptalin doğuracağı hukuki boşluğu kamu yararını ihlal edici nitelikte gördüğünden, iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten altı ay sonra, 22/01/2007 tarihinde yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır.
Kabahatler Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 3'üncü maddesi, adı
geçen kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da
uygulanacağını hükme bağlamaktadır. Söz konusu genel hükümler adı geçen kanunun
birinci kısmında, 1 il‰ 31'inci maddelerinde yer almaktadır. Bu maddeler,
kanunun amacına ve kapsamına, kabahat tanımına, kanunun genel niteliğine,
kanunilik ilkesine, yer ve zaman bakımından uygulamaya, kabahatten dolayı
sorumluluğa, idari yaptırımların türlerine, soruşturma ve yerine getirme
zamanaşımına, idari yaptırım kararı verme yetkisine, idari yaptırım kararlarına
karşı başvurulacak kanun ve itiraz yollarına ilişkin hükümler içermektedir.
Kanunun 2'nci maddesindeki genel hüküm, kabahati tanımlamaktadır. Buna göre, kabahat, "kanunca karşılığında idari yaptırım uygulanması öngörülmüş haksızlık" tır. İdari yaptırım ise, kanunun 16'ncı maddesi gereğince, idari para cezasından ve idari tedbirlerden (mülkiyetin kamuya geçirilmesinden ve diğer idari tedbirlerden) oluşmaktadır. Herhangi bir kanunda yer alan bir idari yaptırım, Kabahatler Kanunu'nun 3'üncü maddesindeki gönderme uyarınca, kabahat sayılır ve adı geçen kanunun genel hükümlerine tabi olur. Kabahatler Kanunu'nun genel hükümleri arasında idari yaptırımlara karşı yargı yoluna başvurma da düzenlenmiş bulunduğundan, diğer kanunlardaki kabahatlere de, ilgili kanununda getirilmiş usul ve esaslar ne olursa olsun, bu düzenleme uygulanır. Bu bağlamda, idari yaptırımlara muhatap olanlar 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine, sulh ceza mahkemesinin verdiği kararlara karşı da 7 gün içinde ağır ceza mahkemesine başvurabilirler (Kabahatler Kanunu m. 27, 29). Bu hükümlerle idari yaptırımlarla ilgili uyuşmazlıkları çözme görevi, idari yargıdan alınıp adli yargıya verilmektedir.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının gerekçesini de temelde bu olgu oluşturmuştur. İptalin gerekçesi, kararda "Anayasa'da idari ve adli yargının ayrılığı kuralının kabul edildiği, bu ayrım uyarınca, idarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemlerinin idari yargı, özel hukuk alanına giren işlemlerinin de adli yargının denetimine tabi olacağı, buna bağlı olarak idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda yasa koyucunun geniş takdir yetkisinin bulunduğunu söylemenin ve (...) idare hukuku esaslarına göre tesis edilen bir idari işlemin, sadece para cezası yaptırımı içermesine bakılarak denetimin idari yargı alanından çıkarılarak adli yargıya bırakılmasının olanaksız olduğu, bu durumda, itiraz konusu kuralla diğer yasalardaki kabahatlere yollama yapılarak, yalnızca yaptırımın türünden hareketle ve idari yargının denetimine tabi tutulması gereken alanlar gözetilmeden, bunları da kapsayacak biçimde başvuru yolu, itiraz, bunlara ilişkin usul ve esasların değiştirilmesinin Anayasa'nın 125'inci ve 155'inci maddelerine aykırı" olduğu şeklinde ifade edilmiştir. Kısacası, Anayasa Mahkemesi, Kabahatler Kanunu'nun 3'üncü maddesini idari yargının denetimine tabi alanları adli yargının alanına taşıması nedeniyle iptal etmiştir.
İptal kararıyla gelinen, daha doğrusu iptal kararının yürürlüğe gireceği 22/01/2007 tarihi itibariyle gelinecek noktada şu hususlar geçerli olacaktır:
·
İptal kararı idari yargı yerine adli yargının görevlendirilmiş
olmasının Anayasa'ya aykırı olması gerekçesiyle alınmışsa da, iptalin sonuçları
bu gerekçeyle sınırlı kalmayacak ve çok daha geniş konuları ilgilendirecektir.
Bu bağlamda, Kabahatler Kanunu'nun genel hükümlerinin özel kanunlarda yer alan
idari yaptırımlara uygulanamaması salt kanun yoluna başvurma usulüyle sınırlı
olmayacak, diğer bütün genel hükümler de bunlara uygulanamaz hale gelecektir.
·
Diğer kanunlardaki idari yaptırım öngörülmüş hiçbir fiil, kendi
kanunu kabahat olarak adlandırmadıkça, kabahat olarak adlandırılmayacaktır.
·
Diğer kanunlarda yer alan idari yaptırımlara karşı yapılan
başvuruların incelenmesi sürecinde Kabahatler Kanunu'nun 27/1'inci maddesini
işletmemek gerekecektir. Bunun bir başka anlatımı, söz konusu idari
yaptırımlara karşı olan uyuşmazlıklarda sulh ceza mahkemelerinin değil, idari
yargı yerlerinin görevli olacağıdır. Kabahatler Kanunu'nun "idari para
cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına
karşı, kararın tebliği ya da tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün
içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun
yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" hükmünü içeren
27/1'inci maddesi, aynı kanunun 3'üncü maddesi iptal edildikten sonra,
yalnızca, Kabahatler Kanunu'nun ikinci kısmında "Çeşitli Kabahatler"
başlığı altında düzenlenen fiillere yönelik bir madde halini almaktadır.
·
Kabahatler Kanunu'nun genel hükümlerinin uygulaması, yalnızca,
adı geçen kanunun ikinci kısmında yer alan kabahatlerle sınırlı olacaktır.
·
Diğer kanunlarda yer alan idari yaptırımlara karşı 22/01/2007 tarihinden
sonra sulh ceza mahkemelerinde açılan davalarda mahkemelerin görevsizlik kararı
verecekleri açıktır. Ancak, söz konusu yaptırımlarla ilgili olarak 22/01/2007
tarihine kadar açılan davalarda anılan mahkemelerin önlerine gelen davaları
çözümlemeye devam edip etmeyecekleri çok belirli olmayan, tartışmalı bir
husustur.
·
Kabahatler Kanunu'nun genel hükümleri arasında zamanaşımı ve
cezalarda indirim gibi hükümler bulunduğundan ve söz konusu hükümler çoğunlukla
ilgili kanunlardaki hükümlerden farklı olduğundan 22/01/2007 tarihinden önceki
ve sonraki dönemler için devletin ve yurttaşın hukukunu yakından ilgilendiren
önemli uygulama farklılıkları doğacaktır. Hatta 22/01/2007 tarihinden önceki
dönemlere ilişkin uygulama Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarih
(01/06/2005) öncesi ve sonrası dönem olarak da farklılaşacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder