Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM
Temelleri GATT 1947 ile atılan ve GATT
1994 ile güçlendirilen uluslararası ticaret sisteminin dayandığı temel düşünce,
gümrük tarifelerinin azaltılması suretiyle ticarete serbestleştirme
getirilmesidir. Sistem, gümrük vergisi oranlarının azaltılması suretiyle
azaltılan korumanın, birtakım başka yollarla artırılmasına engel olacak
kuralları da beraberinde getirmiştir. Gümrük kıymetinin belirlenmesinde
uluslararası düzeyde tekdüze uygulama
yapılmasını ve bu suretle gizli korumacılığın engellenmesini sağlamaya dönük olarak
getirilen ve GATT 1994’ün olduğu gibi devraldığı, GATT 1947’nin VII.
maddesindeki kurallar bunun en önemli örneğini oluşturmaktadır.
Bu bağlamda, uluslararası ticarete
yapay bir engel getirmemek için, gümrük kıymetinin,[1]
GATT 1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma’da yer alan esaslara
göre belirlenmesi ve ithalatçı ülkelerin
gümrük vergisini bu suretle belirlenen değer üzerinden hesaplayıp
almaları gerekmektedir. Buna göre, gümrük kıymetinin belirlenmesinde temel
ilke, verginin hesabında, keyfi ve fiktif değerlerin değil, işlemin gerçekleştiği değerin (satış
bedelinin) esas alınmasıdır.
Söz konusu anlaşmanın 1’inci maddesi
uyarınca, eşyanın gümrük kıymeti, ithalatçı ülkeye ihraç amacıyla yapılan
satışta, aynı anlaşmanın 8’inci
maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde gerekli düzeltmelerin de yapıldığı
fiilen ödenen ya da ödenecek fiyattır.[2]
İthal
malın gümrük kıymetinin GATT 1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin
Anlaşma’nın 1’inci maddesine göre belirlenemediği durumlar vardır. Böyle
durumlarda, gümrük kıymetinin, aynı anlaşmanın, sırasıyla, 2’nci, 3’üncü,
5’inci ve 6’ncı maddelerine göre işlem yapılarak tespit edilmesi gerekir.[3]
Bu şekilde de tespit yapılamazsa, gümrük kıymeti, GATT 1994’ün VII. maddesinin
ve GATT 1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma’nın ilke ve genel hükümlerine uygun yöntemlerle
ve ithalatçı ülkede mevcut veriler esas alınarak belirlenir.[4] GATT
1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma’nın 7’nci maddesi, gümrük
kıymetinin bu suretle belirlenmesi sürecinde de,
· keyfi
ve fiktif kıymetlerin,
· asgari
gümrük kıymetlerinin,
· ithalatçı
ülkede üretilen eşyanın o ülkedeki satış fiyatının,
· iki
alternatif kıymetten yüksek olanının benimsenmesini öngören bir sistemin,
· eşyanın
ihraç ülkesindeki iç piyasa fiyatının,
· aynı
veya benzer eşyanın, GATT 1994’ün VI. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin
Anlaşma’nın 6’ncı maddesi hükümlerine göre hesaplanmış kıymeti dışındaki
maliyet bedelinin,
· ithalatçı
ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilen eşyanın fiyatının,
kullanılmasına
izin vermemektedir.
Beyan
edilen kıymetin gerçekliği ve doğruluğu konusunda ithalatçı ülkenin gümrük
idaresinin haklı bir sebebe dayanarak kuşku duyduğu haller bulunmaktadır. Böyle
durumlarda dahi, önceki paragrafta GATT 1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına
İlişkin Anlaşma’nın 7’nci maddesinin izin vermediği belirtilen türden
işlemlerin yapılması suretiyle kıymet belirlenmesi mümkün değildir. Belirtilen
durumlarda, Gümrük Kıymeti Komitesi’nin[5] kararı uyarınca, ithalatçıdan ek bilgi ve
bilgiler istenecek ve bilgiler çerçevesinde kuşku giderilmeye çalışılacaktır.
[1] Gümrük
kıymeti, ad valorem esasa göre alınan
gümrük vergilerinde, vergi hesabına
esas olan değerdir.
[2] GATT 1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına
İlişkin Anlaşma’nın hükümleri ülkemizin mevzuatına tamamen yansıtılmış
durumdadır ve uygulama tamamen söz konusu hükümler çerçevesinde yapılmaktadır.
Bknz. 4458 sayılı Gümrük Kanunu m. 23-31.
[3] Bir
önceki maddeye göre gümrük kıymeti belirlenebiliyorsa, izleyen madde
hükümlerine geçilmez. Bunun tek
istisnası, ithalatçının isteği üzerine, 5’inci ve 6’ncı maddenin uygulama
sırasının değiştirilebilmesidir. Bknz. GATT 1994’ün VII. Maddesinin
Uygulanmasına İlişkin Anlaşma m. 4.
[4] GATT
1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma m. 7.
[5] GATT
1994’ün VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma’nın 18’inci maddesi
uyarınca kurulan ve DTÖ üyesi bütün ülkelerin temsilcilerinden oluşan
komitedir.