Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM
1.“En Çok Kayırılan Ülke”
İlkesi
Bu ilke, gümrük vergileriyle ilgili
olarak, DTÖ üyesi bir ülkenin DTÖ üyesi diğer bir ülkeye yönelik yaptığı
avantajlı bir uygulamayı DTÖ üyesi diğer bütün ülkelere karşı da yapmasını
öngörmektedir.[1] Bu
ilke, kendi içinde, bütün ülkelere karşı eşit mesafede olunması, belli ülkelere
karşı ayırımcı uygulamalardan kaçınılması anlayışını da barındırmaktadır.[2]
Aynı şekilde, genelleştirilmiş
tercihler sistemi (GTS) çerçevesinde, ülkelerin tek taraflı ve DTÖ
taahhütlerinden bağımsız olarak uyguladıkları tercihli tarifeler[3]
de söz konusu ilkenin bir istisnasını oluşturmaktadır.[4] [5]
2.Şeffaflık İlkesi
Şeffaflık ilkesi, ülkelerin yerli
üretimi korumak için başvurduğu önlemlerin görünür ve kolayca farkedilir
olmasını öngörmektedir. Bu ilke uyarınca, şeffaflığı daha çok sağlayan
önlemlere, başka deyimle, gümrük vergileri yoluyla korumaya yönelinmeli, gizli
koruma yöntemlerinden kaçınılmalıdır.[6]
Ayrıca, DTÖ/GATT Yasal Düzenlemeleri,
ülke uygulamalarında şeffaflığın sağlanmasına dönük olarak bildirim
zorunlulukları getirmektedir. Bu zorunluluklar çerçevesinde ülkeler,
uluslararası ticaretin doğal akışını değiştiren, ithalatı azaltmaya ya da
ihracatı çoğaltmaya dönük uygulamalarını DTÖ’nün ilgili birimlerine bildirme
yükümlülüğü altındadırlar. Örneğin, sağlık düzenlemeleri ve teknik düzenlemeler
çerçevesinde ticarete getirilen engeller ile devlet yardımları bildirim
zorunluluğu kapsamında bulunmaktadır.
3.Güvenlik Çıkışları
Uluslararası ticaretin
serbestleşmesinden her ülkenin eşit derecede yarar sağlayacağının garantisi
bulunmamaktadır.[7]
Serbestleşen ticaretin, bazı ülkelere ciddi sıkıntılar getirmesi de olasıdır.
DTÖ/GATT kurallarına göre yürüyen uluslararası ticaretin serbestleşmesi
dolayısıyla ithalatı artan ve bu nedenle kaynak tahsis mekanizmaları bozulan
ülkelerin, bunu gidermek için ithalatlarını azaltacak yöntemlere başvurması
aynı kurallar gereğince mümkün bulunmaktadır.[8]
[1] GATT
1994 m. I.
[2]
Krueger, Anne O., “The Clash Between
Economics And Politics in The World Trade Organization”, The
Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 38.
[3]
Tercihli tarife, ülkelerin, belirlenmiş koşullar altında, belli ülkelerden
ithal edilen ya da belli ülkeler menşeli eşyaya diğer ülkelere uygulanandan
daha düşük ya da sıfır oranda gümrük vergisi uygulamasıdır.
Serbest
ticaret anlaşmaları kapsamındaki ticarette malın ithalatçı ülkede tercihli tarifeden yararlanması için üç ana
koşul gerekir. Bunlar,
· malın
ihracatçı ülkede menşe kazanmış olması,
· malın
ihracatçı ülke menşeli olduğunu gösteren bir menşe ispat belgesine bağlanması,
· menşe
kazanan malın bünyesine giren menşeli olmayan maddelerin ihracatçı ülkede geri ödemeden
ya da muafiyetten yararlanmaması,
koşullarıdır.
Malın menşe ispat belgesine bağlanabilmesi için birinci ve üçüncü bentlerde
belirtilen koşulların yerine gelmesi gerekir.
Ülkelerin
tek taraflı tercihli tarifeleri de menşe ölçütüne göre ve geçerli bir menşe
belgesine dayalı olarak uygulanmaktadır.
[4] World
Tariff Profiles 2006, World Trade Organization and International Trade Centre
UNCTAD/WTO 2007, Printed by WTO
Secretariat, Switzerland, 2007, s. 208.
[5]
(İthalat: 2009/19 Sayılı) Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine İlişkin Tebliğ,
(Resmi Gazete: 31/12/2008-27097 İkinci Mükerrer).
[6]
Krueger, Anne O., “The Clash Between
Economics And Politics in The World Trade Organization”, The
Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 39.
[7]
Lipsey, Richard G., Steiner Peter O., Purvis, Douglas D., Economics, (1987), s.
786, 794.
[8]
Krueger, Anne O., “The Clash Between
Economics And Politics in The World Trade Organization”, The
Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 39.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder