4 Ağustos 2014 Pazartesi

DTÖ/GATT’IN KORUMACILIK KONUSUNDAKİ GENEL İLKELERİNİN BAZILARI


Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM 

1.“En Çok Kayırılan Ülke” İlkesi 

Bu ilke, gümrük vergileriyle ilgili olarak, DTÖ üyesi bir ülkenin DTÖ üyesi diğer bir ülkeye yönelik yaptığı avantajlı bir uygulamayı DTÖ üyesi diğer bütün ülkelere karşı da yapmasını öngörmektedir.[1] Bu ilke, kendi içinde, bütün ülkelere karşı eşit mesafede olunması, belli ülkelere karşı ayırımcı uygulamalardan kaçınılması anlayışını da barındırmaktadır.[2]    

Aynı şekilde, genelleştirilmiş tercihler sistemi (GTS) çerçevesinde, ülkelerin tek taraflı ve DTÖ taahhütlerinden bağımsız olarak uyguladıkları tercihli tarifeler[3] de söz konusu ilkenin bir istisnasını oluşturmaktadır.[4]  [5]   

2.Şeffaflık İlkesi  

Şeffaflık ilkesi, ülkelerin yerli üretimi korumak için başvurduğu önlemlerin görünür ve kolayca farkedilir olmasını öngörmektedir. Bu ilke uyarınca, şeffaflığı daha çok sağlayan önlemlere, başka deyimle, gümrük vergileri yoluyla korumaya yönelinmeli, gizli koruma yöntemlerinden kaçınılmalıdır.[6]
 
Ayrıca, DTÖ/GATT Yasal Düzenlemeleri, ülke uygulamalarında şeffaflığın sağlanmasına dönük olarak bildirim zorunlulukları getirmektedir. Bu zorunluluklar çerçevesinde ülkeler, uluslararası ticaretin doğal akışını değiştiren, ithalatı azaltmaya ya da ihracatı çoğaltmaya dönük uygulamalarını DTÖ’nün ilgili birimlerine bildirme yükümlülüğü altındadırlar. Örneğin, sağlık düzenlemeleri ve teknik düzenlemeler çerçevesinde ticarete getirilen engeller ile devlet yardımları bildirim zorunluluğu kapsamında bulunmaktadır.   

3.Güvenlik Çıkışları 

Uluslararası ticaretin serbestleşmesinden her ülkenin eşit derecede yarar sağlayacağının garantisi bulunmamaktadır.[7] Serbestleşen ticaretin, bazı ülkelere ciddi sıkıntılar getirmesi de olasıdır. DTÖ/GATT kurallarına göre yürüyen uluslararası ticaretin serbestleşmesi dolayısıyla ithalatı artan ve bu nedenle kaynak tahsis mekanizmaları bozulan ülkelerin, bunu gidermek için ithalatlarını azaltacak yöntemlere başvurması aynı kurallar gereğince mümkün bulunmaktadır.[8]




[1] GATT 1994  m. I.
[2] Krueger, Anne O., The Clash Between Economics And Politics in The World Trade Organization”, The Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 38.
[3] Tercihli tarife, ülkelerin, belirlenmiş koşullar altında, belli ülkelerden ithal edilen ya da belli ülkeler menşeli eşyaya diğer ülkelere uygulanandan daha düşük ya da sıfır oranda gümrük vergisi uygulamasıdır.  
Serbest ticaret anlaşmaları kapsamındaki ticarette malın ithalatçı ülkede  tercihli tarifeden yararlanması için üç ana koşul gerekir. Bunlar,
·       malın ihracatçı ülkede menşe kazanmış olması,
·       malın ihracatçı ülke menşeli olduğunu gösteren bir menşe ispat belgesine bağlanması,
·       menşe kazanan malın bünyesine giren menşeli olmayan maddelerin ihracatçı ülkede geri ödemeden ya da muafiyetten yararlanmaması,
koşullarıdır. Malın menşe ispat belgesine bağlanabilmesi için birinci ve üçüncü bentlerde belirtilen koşulların yerine gelmesi gerekir.
Ülkelerin tek taraflı tercihli tarifeleri de menşe ölçütüne göre ve geçerli bir menşe belgesine dayalı olarak  uygulanmaktadır.
[4] World Tariff Profiles 2006, World Trade Organization and International Trade Centre UNCTAD/WTO 2007, Printed by  WTO Secretariat, Switzerland, 2007, s. 208.  
[5] (İthalat: 2009/19 Sayılı) Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine İlişkin Tebliğ, (Resmi Gazete: 31/12/2008-27097 İkinci Mükerrer).
[6] Krueger, Anne O., The Clash Between Economics And Politics in The World Trade Organization”, The Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 39.
[7] Lipsey, Richard G., Steiner Peter O., Purvis, Douglas D., Economics, (1987), s. 786, 794.
[8] Krueger, Anne O., The Clash Between Economics And Politics in The World Trade Organization”, The Journal of International Trade and Diplomacy 3 (1), Spring 2009: s. 39.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder