26 Ocak 2017 Perşembe

Üniter Gelir Vergisi




 

Yazar: Cahit YERCİ

 

Üniter Gelir Vergisi

 

Üniter gelir vergisi, kişilerin çeşitli kaynaklardan elde ettiği her türlü gelirin birleştirilerek (toplanarak) ve varsa zarar mahsup edilerek bulunan toplam gelirin artan oranlı bir tarifeye göre vergilendirilmesini öngörür.

 

Türk Gelir Vergisi – Üniter Vergileme

 

Türk Gelir Vergisi Sistemi üniter vergilemeyi esas almaktadır. Bu sistem gereğince Gelir Vergisi Kanunu (GVK) kapsamına giren gelir unsurlarının birleştirilerek (toplanarak) vergilendirilmesi esastır.

 

Gelirin Toplanması İlkesinden Ayrılmalar

 

Gelir unsurlarının birleştirilerek vergilendirilmesini esas almakla birlikte,  GVK, bazı gelir unsurlarının kesinti yöntemine göre vergilendirilmesini ve kesinti yoluyla vergilendirilen gelir unsurlarının bazılarının beyan edilmemesini, diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi durumunda bunların beyannameye dahil edilmemesini  öngörmüştür.

 

Aynı şekilde, GVK uyarınca, gelir ve iratların istisna kapsamında olan kısımlarının da beyanı gerekmemektedir.

 

Ayrıca,  GVK’nın “diğer ücretler” başlığını taşıyan 64’üncü maddesinde belirtilmiş ücretlerin de beyanı gerekmemektedir.   

 

Beyan edilmeyecek/beyannameye dahil edilmeyecek olan gelir unsurlarının[1] örneklerine aşağıda yer verilmiştir:

 

  1. Tek işverenden alınmış ve kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretler
  2. Kazançları basit usulde tespit edilenlerin ücretleri
  3. Özel hizmetlerde çalışanların ücretleri
  4. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçilerinin ücretleri
  5. Gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanların ücretleri
  6. Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması sebebiyle, Danıştay’ın olumlu görüşüyle Maliye Bakanlığı’nca diğer ücretliler kapsamına alınanların ücretleri
  7. Gerçek usulde vergilendirilmeyen[2] zirai kazançlar[3]
  8. Tüzel kişiliği olan emekli ve yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ayrılanlara ödenen iratlar[4]
  9. Bireysel Emeklilik Sistemi’nden ayrılanlara yapılan irat ödemeleri[5]
  10. Kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları[6] [7] [8] [9] [10] [11]
  11. Takvim yılı içinde elde edilen ve tutarı, 2016 için 1.580 TL’yi, 2017 için 1.600 TL’yi aşmayan, kesintiye ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları

 

Kesinti yoluyla vergiye tabi tutulmuş bir kısım gelir unsuru ise, belli bir tutarı aştığında beyannameye dahil edilir. Buna ilişkin örneklere de aşağıda yer verilmektedir:

 

  1. Birden fazla işverenden ücret alınan hallerde, birden sonraki işverenden alınan, tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş olan ve GVK’nın 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde tutarı aşan ücretler   
  2. Hisse senetlerinden elde edilen ve yarısı  GVK’nın 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde tutarı aşan kar payları
  3. Limited şirket ortaklarının ve komanditerlerin ortak oldukları şirketlerden elde ettikleri ve yarısı GVK’nın 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde tutarı aşan kar payları
  4. Kurumların Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine verilen ve yarısı 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde tutarı aşan kar payları

Son Söz

Üniter gelir vergisi, yükümlülerin vergi ödeme gücünü yakalamayı ve bu çerçevede bunların artan oranlılık esasına göre vergilendirilmesini sağlamaya dönük bir sistemdir.  Türk Gelir Vergisi Sistemi de bunu sağlamaya dönüktür. Bununla birlikte, süreç içinde,  kesinti yöntemine bağlı olarak bu sistemden önemli ayrılmalar mevcuttur.        

 

 

 

 



[1] Tam mükellef  konumundaki gerçek kişilerin elde ettiği gelir unsurları.
[2] Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar,  GVK’nın 54’üncü maddesinde yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşmayan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olmayan çiftçilerin kazançlarıdır (GVK m. 53).
[3] Bu kazançler tevkifat youyla vergiye tabi tutulmaktadır.  (GVK m.  
[4] Bu iratlardan GVK’nın 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 15’inci bendi uyarınca kesinti yapılmaktadır.
[5] Bu iratlardan GVK’nın 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 16’ncı bendi uyarınca kesinti yapılmaktadır.
[6] Esnaf muaflığından yararlanan ticaret ve sanat erbabının gelirleri (GVK m. 9).
[7] Türkiye’de bulunan yabancı elçilik ve konsoloslukların, bunların mensup olduğu ülkenin uyruğunda bulunanlar dışında kalan memur ve hizmetlilerinin (fahri konsoloslar dahil) ücretleri (karşılıklı olmak koşuluyla) gelir vergisinden istisnadır (GVK m. 16) (Türkiye’de bulunan yabancı elçilik ve konsoloslukların, fahri konsolosları hariç, elçi, maslahatgüzar ve konsolosları ile   elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o memleketin uyrukluğunda bulunan memurları ile Türkiye'de resmi bir göreve memur edilenler bu sıfatlarından dolayı ve karşılıklı olmak şartıyla GVK’nın 15’inci maddesi hükmü uyarınca, gelir vergisinden muaftır. Bu muaflığın, menkul sermaye iradı üzerinden tevkif suretiyle alınan vergiye şümulü yoktur).
[8] GVK’nın 18’inci maddesi kapsamına giren serbest meslek kazançları (Serbest meslek kazançları istisnasının, GVK’nın 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur).
[9] PTT acentalığı faaliyetinden elde edilen kazançlar (Bu istisnanın GVK’nın 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur) (GVK mükerrer m.18).
[10] GVK’nın 20’nci madeesi uyarınca, özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır. İstisna, kreş ve gündüz bakımevleri ile okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.
[11] Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet
başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim
yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı,
belli şartlarla gelir vergisinden müstesnadır (Bu istisnanın GVK’nın 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur) (GVK mükerrer m. 20).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder