29 Aralık 2013 Pazar

İÇ KONTROLÜN UNSURLARI (BİLEŞENLERİ) (COMPONENTS OF INTERNAL CONTROL)


Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

COSO[1] iç kontrol çerçevesine göre, iç kontrol birbiriyle ilişkili beş bileşenden (unsurdan) oluşmaktadır.[2] Bu bileşenler aşağıda belirtilmiştir: 

·      Kontrol Ortamı

·      Risk Değerlemesi 

·      Kontrol Faaliyetleri

·      Bilgi ve İletişim

·      İzleme

Kontrol Ortamı

İç kontrolün temel unsurlarından biri olan kontrol ortamı,  iç kontrolün bütün organizasyonda uygulanabilmesi için bir temel oluşturan standartlar, süreçler ve yapılar dizisidir. [3] Kontrol ortamı organizasyonun yapısı, çalışma şekli ve bu organizasyon içindeki kişilerin kontrol bilinciyle ilgilidir. [4] Kontrol ortamı, disiplin ve yapı sağlayarak, iç kontrolün diğer bileşenleri için temel oluşturur. Kontrol ortamının iç kontrol genel sistemi üzerine derin etkisi bulunmaktadır. Kontrol ortamı şu unsurları kapsamaktadır: [5]  

 

·      Organizasyonun[6]  dürüstlük

·      Organizasyonun etik değerleri

·      Yönetim kurulu üyelerinin gözetim sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayan parametreler

·      Örgütsel yapı

·      Yetki ve sorumlulukların dağılımı

·      Yetkin (uzman) personelin işletmeye çekilmesi, geliştirilmesi ve işletmede tutulması süreci.

·      Performans önlemleri, performans yönünden hesap verebilirliği sağlamak için teşvikler, ödüllendirmeler.

 

Risk Değerlendirmesi[7]

            

Her şirket, içten ve dıştan gelen ve değerlendirilmesi gereken çeşitli risklerle karşı karşıyadır. Risk değerlendirmesinin önkoşulu farklı düzeylerde ve içsel olarak tutarlı bağlantılı hedefler tesis etmektir. Risk değerlendirmesi risklerin nasıl yönetilmesi gerektiğini belirlemek için bir temel oluşturan, amaçlara ulaşma yolunda ortaya çıkan riskleri teşhis ve analiz etme olgusudur. Ekonomik, sınai koşullar ile çalışma koşulları ve mevzuat değişmeye devam etmektedir. Bu değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan özel riskleri teşhis edecek ve bunlarla uğraşacak mekanizmalar gereklidir.

 

Kontrol Faaliyetleri[8]

 

Kontrol faaliyetleri yönetim direktiflerinin gerçekleştirilmesine yardım eden politikalar ve prosedürlerdir. Kontrol faaliyetleri, şirketin hedeflerine ulaşmasında risk oluşturan unsurlara göre gerekli eylemlerin hayata geçirilmesini sağlar. 

 

Kontrol faaliyetleri organizasyonun tamamında bütün seviyeleri ve bütün işlevleri kapsar. Bu faaliyetler, onaylamalar, yetkilendirmeler, doğrulamalar, mutabakatlar, faaliyet performans değerlendirmeleri, varlıkların güvenliği ve görev ayırımları gibi çok çeşitli faaliyetleri bünyesinde toplar.


                     
Bilgi ve İletişim[9]


                   Çalışanların sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak için ilgili (gerekli) bilginin oluşturulması, alınması ve belli bir formla ve belli bir zaman zarfında ilgili yerlere  ulaştırılması gerekmektedir. Bilgi sistemleri işletmenin çalışmasını ve işlemesini sağlamak için faaliyetlere, mali duruma ve uyuma ilişkin bilgiler içeren raporlar üretir. Bu raporlar yalnızca işletme içinde oluşturulan verileri değil, aynı zamanda, dışarıda oluşan olaylar, faaliyetler ve işletme dışı koşullar gibi karar vermeye dönük bilgiler ile dış raporlamaya ilişkin verileri de kapsar. Etkili iletişimin, aynı zamanda bütün kuruluş çapında ve yukarı, aşağı akan, daha geniş bir boyutta gerçekleşmesi gerekir. Bütün personelin,  kontrol sorumluluklarını ciddiye alması gerektiği hususunda üst yönetimden açık bir mesaj alması gerekir. Bütün personel, bireysel faaliyetlerinin başkalarının çalışmalarıyla nasıl ilişkili olduğu yanında, iç kontrol sistemi içinde kendi rolünü de anlamalıdır. Personel, hiyerarşi içinde yukarı doğru önemli bilgileri iletme aracına sahip olmalıdır. Ayrıca, müşteriler,  tedarikçiler, düzenleyici otoriteler ve hissedarlar gibi dış taraflarla da etkin bir iletişimin olması gerekir.

 

İzleme[10]


İç kontrol sistemlerinin izlenmesi gerekir. İzleme, sistemin zaman içindeki performansının kalitesini değerlendirir bir süreçtir. Bu, sürekli izleme faaliyetleri, ayrı değerlendirmeler veya ikisinin kombinasyonu ile gerçekleştirilir. Sürekli izleme faaliyetler sırasında olur. Bu düzenli yönetim ve gözetim faaliyetlerini ve personelin görevlerini yerine getirirken ortaya koyduğu diğer eylemleri içerir Ayrı değerlendirmelerin kapsamı ve sıklığı özellikle risk değerlendirmesine ve sürekli izleme prosedürlerinin etkinliğine bağlıdır. İç kontrol eksiklikleri yukarıya rapor edilmelidir. Çok ciddi konularda ise bu raporun üst yönetime ve yönetim kuruluna verilmesi gerekir.

 



[1] COSO: Committee Of Sponsoring Organizations
[2] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[3] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[4] Dr. Davut PEHLİVANLI, Modern İç Denetim, Beta Yayınevi, İstanbul, 2010, s. 34.
[5] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[6] Organizasyon, yönetim kurulunu, yönetimi ve diğer çalışanları kapsayan bir deyimdir. Bknz. Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[7] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[8] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[9] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[10] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.

İÇ KONTROLÜN AMAÇLARI (OBJECTIVES OF INTERNAL CONTROL)


 

Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

 

İç kontrolün aşağıda belirtilen üç temel amacı bulunmaktadır: [1] 

·      Faaliyetlere ilişkin amaçlar.

·      Raporlamaya ilişkin amaçlar.

·      Mevzuata/kurallara uyumla ilgili amaçlar.

 

Faaliyetlere ilişkin amaçlar:  İşletme faaliyetlerinin etkinlik ve verimliğinin sağlanması ile ilgili amaçlar bu grupta yer almaktadır.  Faaliyet performansı ile mali performansa yönelik amaçlar ile varlıkların korunması ile ilgili amaçlar da bu grup kapsamındadır.

 

Raporlamaya ilişkin amaçlar:  İç ve dış kullanıcılara yönelik mali ya da mali nitelikli olmayan raporların güvenilirliğini, şeffaflığını, zamanında üretilmesini, ilkelere, standartlara ve işletme politikasına uygun olmasını sağlamaya dönük amaçlar bu gruptadır.   

 

Uyum Amaçları: İşletmenin tabi olduğu yasalara ve düzenlemelere uygunluğu sağlamaya dönük amaçlar bu grupta yer almaktadır.

 

 



[1] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.

27 Aralık 2013 Cuma

KISA VADELİ AVANS (SENETLİ ALACAK VE BORÇLARIN REESKONT ORANI BELLİ OLDU


 

Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

27/12/2013 tarihli ve 28864 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tebliği ile avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı yıllık % 11,75 olarak belirlenmiştir.  

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK’un) 281’inci maddesinde, vadesi gelmemiş senede bağlı alacakların değerleme gününün kıymetine irca olunabileceği, irca işleminin senette faiz nispeti açıklanmışsa, bu nispet, açıklanmamışsa Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın resmi iskonto haddi uygulanarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.  

 

VUK’un 285’inci maddesinde de, vadesi gelmemiş senede bağlı borçların değerleme gününün kıymetine irca olunabileceği, irca işleminin senette faiz nispeti açıklanmışsa, bu nispet, açıklanmamışsa Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın resmi iskonto haddi uygulanarak yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı maddedeki hüküm uyarınca, alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.

 

VUK’un, 281 ve 285’inci maddelerinde ifadesini bulan “resmi iskonto haddi”  238 Numaralı VUK Genel Tebliği’nde yer verilen açıklamalar uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca belirlenen, değerleme yapılacak tarih itibarıyla geçerli bulunan kısa vadeli avans oranını ifade etmektedir.

 

Senede bağlı vadesi gelmemiş alacaklar ve borçların değerleme gününün kıymetine irca olunması bunların reeskonta tabi tutulması (alacak ve borç senetleri reeskontu hesaplanması) suretiyle olmaktadır.

 

Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, senede bağlı alacakların ve borçların değerleme günündeki (31/12/2013 tarihindeki) kıymetlerine irca edilmesi (reeskont hesaplanması)  sırasında, senet üzerinde faiz nispetinin belli edilmediği hallerde, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca % 11,75 olarak belirlenen kısa vadeli avans oranı esas alınarak işlem yapılacaktır.    

 

 

24 Aralık 2013 Salı

İÇ KONTROL NEDİR? WHAT IS INTERNAL CONTROL?


Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

İç Kontrol Tanımı

COSO[1]  tanımına göre, iç kontrol, faaliyetler, raporlama, mevzuata ve kurallara uyumla ilgili hedeflerin gerçekleştirilmesi hususunda makul bir güvence sağlamak üzere tasarlanmış, organizasyonun yönetim kurulu, yönetimi ve diğer personelince etkide bulunulan bir süreçtir. [2]  

İç kontrol tanımına 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 55’inci maddesinde de yer verilmiştir. COSO tanımına koşut söz konusu tanıma göre, iç kontrol, "idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, mali bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan mali ve diğer kontroller bütünü" dür.[3]

 

İç Kontrolün Amaçları[4]

 

İç kontrolün amaçları üç ana başlık altında toplanmaktadır:

 

·      Faaliyetlere ilişkin amaçlar.

·      Raporlamaya ilişkin amaçlar.

·      Mevzuata/kurallara uyumla ilgili amaçlar.

İç Kontrolün Unsurları (Bileşenleri)[5]

İç kontrol birbiriyle ilişkili beş bileşenden (unsurdan) oluşmaktadır. Bu bileşenler aşağıda belirtilmiştir:  

·      Kontrol Ortamı

·      Risk Değerlemesi  

·      Kontrol Faaliyetleri

·      Bilgi ve İletişim

·      İzleme

 



[1] COSO: Committee Of Sponsoring Organizations
[2] Internal Control, Integrated Framework, Executive Summary, COSO, Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission.
[3] Uludağ Üniversitesi İç Kontrol Kitabı, s. 10.
[4] İzleyen yazılarımızda bu konuya ilişkin ayrıntılı bilgi verilecektir.
[5] İzleyen yazılarımızda bu konuya ilişkin ayrıntılı bilgi verilecektir.

17 Aralık 2013 Salı

DEFTER TUTMANIN AMACI YALNIZ VERGİ MİDİR?


 

Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

 

Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK’nın) 64/1’inci maddesi uyarınca,

 

·      her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen sonuçları, TTK’ya göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.

·      defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur.

·      işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden  izlenebilmelidir.

 

 Yukarıda belirtilen hükümler ticari defterlerin tacirlerce hangi amaca yönelik olarak tutulacağını da ortaya koymaktadır. Buna göre, ticari defterler, işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişimi ile işletmenin finansal durumu hakkında fikir vermek amacıyla tutulur.    

 

Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümleri gereğince ise defter tutmanın amacı vergiseldir. Bu husus, mükelleflerin VUK hükümlerine göre tutacakları defterleri, vergi uygulamasında,

 

·     mükellefin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunu tespit etmek,

·     vergi ile ilgili faaliyet ve hesap sonuçlarını tespit etmek,

·     vergi ile ilgili işlemleri belli etmek,

·     mükellefin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmek ve incelemek,

·     mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü kişilerin vergi karşısındaki durumlarını (emanet mahiyetindeki değerler dahil) kontrol etmek ve incelemek,

 

amaçlarını sağlayacak şekilde tutmalarını öngören, VUK’un 171’nci maddesiyle hüküm altına alınmıştır.

 

Bu amacı sağlamak ve VUK’un 171 ilâ 226’ncı maddelerinde yazılı esaslara da uymak kaydıyla  mükellefler defterlerini ve muhasebelerini işlerinin bünyesine uygun olarak diledikleri usul ve tarzda tanzim etmekte serbesttirler (VUK m. 175).  Genel kural budur. Bununla birlikte, VUK’un 175’inci ve mükerrer 257’nci maddelerinde yazılı yetkilere dayanılarak yapılan düzenlemeler, bu genel kuralı önemli ölçüde değiştirmiş ve defterler yalnızca vergisel amaçla tutuluyor olmaktan çıkmıştır.   

 

TTK’nın 64/5’inci maddesinde yapılan gönderme uyarınca, tacirler, ticari defterlerini VUK hükümlerine göre tutmak ve VUK’un 175’inci ve mükerrer 257’nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu bağlamda, defter ve kayıt tutma, Tekdüzen Muhasebe Sistemi çerçevesinde  olacak ve vergisel amaçtan çok, işletme faaliyetlerinin ve faaliyet sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir şekilde ve belli bir sistem dahilinde muhasebeleştirilmesine, finansal bilgilerin doğru, tutarlı ve standart bir şekilde üretilmesi ve sunulması amacına yönelik bulunacaktır. [1]   



[1] Prof. Dr. Remzi ÖRTEN, 13/12/2013 tarihinde Bursa Yeminli Mali Müşavirler Odası’nda UFRS üzerine verdiği Konferans’tan.   
 

VERGİ ÖDEVLERİ TABİRİ

 

Yazar: Cahit YERCİ, MA, YMM

 

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK’un) 13’üncü maddesinde “vergi ödevleri” tabirine yer verilmiş, ancak bu tabirin kapsamına hangi ödevlerin girdiği hususu belirlenmemiştir. Ayrıca,  VUK’ta, “vergi ödevleri” başlığı altında sınıflandırılmış ödevlere de rastlanmamaktadır. VUK’ta ödevler “mükellefin ödevleri” başlığı altında düzenlenmiştir. Söz konusu ödevler de,

 

·         defter ve kayıt tutma,

·         defter tasdik ettirme,

·         defter ve belgeleri muhafaza etme, 

·         defter ve belgeleri istenildiğinde yetkili memurlara ibraz etme,

·         belge alma ve belge verme,

·         bildirme,

 

şeklindeki ödevlerden oluşmaktadır. Ayrıca, ilgili vergi kanunlarında yer alan hükümler gereğince, mükelleflerin, beyanname verme ve beyannamede gösterilen matrah üzerinden hesaplanan vergileri ödeme görevi bulunmaktadır.

 

VUK’un 8’inci maddesinde, mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Vergi kanunuyla mükellefe belli ödevler yüklenmesi mükellefe düşecek vergi borcu nedeniyledir. Dolayısıyla, mükellefe yüklenen ödevler, vergiyle ilgili ödevler olmaktadır. Bu bağlamda, mükellefe yüklenen bütün ödevlerin vergi ödevi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim, 25 Sıra Numaralı KDV Genel Tebliği’nin[1] “C” bölümünde de konunun bu şekilde algılanması gerektiğine dair açıklamalar bulunmaktadır. Söz konusu tebliğin belirtilen bölümünde, defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz gibi ödevler “vergi ödevleri” olarak belirtilmektedir. 

 



[1] 24/02/1987 tarihli ve 19382 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.