1.VUK
Sistematiği İçinde Değerleme Hükümleri
VUK’un 258 ila 330’uncu maddelerini kapsayan üçüncü
kitabı değerleme hükümlerine tahsis edilmiştir. Söz konusu kitapta üç kısım yer
almaktadır. Söz konusu kısımlardan,
birinci kısım, “iktisadi kıymet değerleri”,
ikinci kısım, “vergi değerleri”,üçüncü kısım, “amortismanlar”
başlıklarını taşımaktadır.
VUK’un 258’inci maddesi hükmüne göre, değerleme, vergi
matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir.
Bu hükümden, değerlemenin vergi matrahlarının hesaplanmasına dair bir işlem
olduğu ortaya çıkmaktadır.
3.Değerlemede Esas
VUK’un 259’uncu maddesi hükmü gereğince, değerlemede,
iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz
oldukları kıymetler esas tutulur.
4. Değerleme Ölçüleri
VUK’un 261’inci maddesinde değerleme ölçüleri
aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
·
Maliyet bedeli
·
Borsa rayici· Tasarruf değeri
·
Mukayyet değer
·
İtibari değer
·
Rayiç bedel
·
Emsal bedeli
·
Emsal ücreti
·
Vergi değeri
VUK’un 261’inci maddesi gereğince, değerleme,
iktisadi kıymetin türüne ve niteliğine göre, yukarıdaki ölçülerden biri ile
yapılır.
Ayrıca,
VUK’ta tanımlanmamış olmakla birlikte, aynı kanunun bazı maddelerinde iktisadi
kıymetlerin “alış bedeli” ölçüsüne
göre değerlenmesini öngören hükümlere de yer verilmiştir.
4.2.Borsa Rayici
Borsa rayici, VUK’un 263’üncü maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre, borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve
kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi
kıymetlerin değerlemeden önceki son işlem gününde borsadaki işlemlerinin
ortalama değerlerini ifade etmektedir.
VUK’un 263’üncü maddesinde, ayrıca, normal dalgalanmalar dışında fiyatlarda açık kararsızlıklar görülen hallerde, son işlem günü yerine değerlemeden önce gelen 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
4.3.Tasarruf Değeri
Tasarruf değeri, VUK’un 264’üncü maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre, tasarruf değeri, bir iktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arzettiği gerçek değerdir.
4.4.Mukayyet Değer
Mukayyet değer, VUK’un 265’inci maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre, mukayyet değer, bir iktisadi kıymetin
muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir.
4.5.İtibari Değer
İtibari değer, VUK’un 266’ncı maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre, itibari değer, her nevi senetlerle esham
ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değerlerdir.
4.6.Rayiç Bedel
Rayiç bedel, VUK’un mükerrer 266’ncı maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre, rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme
günündeki normal alım satım değeridir
Rayiç bedel,
319 sıra numaralı VUK Genel Tebliğinde de tanımlanmıştır. Söz konusu tebliğde,
VUK’un mükerrer 266’ncı maddesinde atıfla, “iktisadi
kıymetin rayiç bedeli, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım
satım değeridir.” denildikten sonra, “(…) fiyatlar konusunda bilgili, birbirinden
bağımsız, gerçek alıcı ve satıcının karşılıklı pazarlık ortamında
oluşturdukları bedeldir” denilmiştir.
4.7.Emsal Bedeli
Emsal bedeli, VUK’un 267’nci maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre, emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan ya da
bilinmeyen ya da doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde
satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.
VUK’un 267’nci maddesinde, üç sıra halinde, emsal
bedelinin tespit usullerine dair hükümlere yer verilmiştir. Birinci
sıra, “ortalama fiyat esası”na,
ikinci sıra, “maliyet bedeli esası”na,
üçüncü sıra ise, “takdir esası”na
göre emsal bedel belirlenmesine dair usulü açıklamaktadır. Bu
usuller sıra ile uygulanır. Örneğin, birinci sırada yazılı usulü uygulamak
olanaklıyken ikinci sıraya, ikinci sırada yazılı usulü uygulamak olanaklıyken
üçüncü sıraya göre işlem yapılmaz.
Genel kural yukarıda belirtildiği gibi olmakla
birlikte, bu kuralın istisnasını oluşturan hükümlere de VUK’ta yer verilmiş
olduğunu vurgulamakta yarar bulunmaktadır. VUK’un 274’üncü maddesinde yer alan
hüküm söz konusu kuralın istisnasının örneğini oluşturmaktadır. Ayrıca, söz
konusu kuralın istisnası niteliğinde bir hükme VUK’un emsal bedelini düzenleyen
267’nci maddesinin kendisinde de yer verilmiştir. Bu hükme göre, VUK’un 267’nci
maddesinde öngörülmüş esaslara bağlı kalmaksızın, yargı yerlerinin re’sen
biçtikleri değerler emsal bedeli yerine geçmektedir.
4.7.1.Birinci Sıraya, Ortalama Fiyat
Esasına
Göre Emsal Bedel Belirlenmesi
Ortalama
fiyat esasına göre emsal bedel belirlenebilmesi için,
· emsal
bedeli belirlenecek malla aynı cinsten malın, değerlemenin yapılacağı ayda ya
da bir önceki ayda ya da bir daha önceki ayda satışının mevcut olması,
· aylık
satış miktarının, emsal bedeli belirlenecek malın miktarına göre % 25 ten az
olmaması,
koşullarının
yerine gelmesi gerekir. Bu koşullar yerine gelmediği takdirde, VUK’un 267’nci
maddesinde yazılı “ortalama fiyat esası”na
göre emsal bedel belirlemesi yapılamaz.
Örnek:
Dayanıklı tüketim
maddeleri ticareti ile uğraşmakta olan ve bilanço esasında defter tutan gerçek
kişi Tacir (T), ailesinin özel kullanımına özgü olarak inşa ettirmekte olduğu
villasının elektrik tesisatı işini Kasım 2013’te, gerçek kişi Tacir (Z)’ye
yaptırmıştır. Aralarında yaptıkları sözleşme uyarınca, bu iş karşılığında Tacir
(Z)’ye, Tacir (T), işin tamamlandığı 27/11/2013 tarihinde, alımını ve satımını
yaptığı (B) marka televizyonlardan
birini vermiştir. Söz konusu televizyonun maliyet bedeli 2.500.-TL’dir. Marka,
cins, büyüklük, kalite gibi her yönden
aynı televizyonlardan en son Eylül 2013’te dört adet satılmıştır. Söz
konusu satışlara ilişkin bilgi aşağıdaki gibidir:
Satış Tarihi
|
Satış Miktarı
|
Satış Tutarı (TL)
|
01/09/2013
|
1 Adet
|
3.400.-
|
10/09/2013
|
1 Adet
|
3.600.-
|
17/09/2013
|
1 Adet
|
3.800.-
|
23/09/2013
|
1 Adet
|
3.700.-
|
Toplam
|
4 Adet
|
14.500.-
|
Örneğin
Çözümü: Örnekteki
televizyon, belirlenen bir parasal bedel karşılığında satılmamış ve yaptırılan
bir iş karşılığında verilmiş olduğundan, gerçek bedeli bilinmemektedir. Bu
nedenle, verilen televizyonun, verildiği tarih itibariyle, VUK’un 267’nci
maddesi hükümleri gereğince, emsal bedelinin belirlenmesi gerekir.
Emsal bedelin belirlenmesi Tacir (T)
bakımından da, Tacir (Z) bakımından da
gereklidir.
Verilen televizyon, Tacir (T) bakımından
işletmeden çekilen değer hükmündedir. Çünkü, verilen televizyon karşılığında,
tacir (T), kendi ticari işletmesine değil, şahsına, ailesine dönük bir
gereksinmesini karşılamak üzere hizmet almıştır. Emsal bedelle değerlenmesi
gereken bu değer, öz sermaye kıyaslaması suretiyle bulunan ticari kazanca
eklenmeli ve söz konusu değere Tacir (T)’nin vereceği yıllık gelir vergisi
beyannamesinde bildirilen gelir vergisi matrahı içinde yer verilmelidir (Bknz.
GVK m. 38, 41).
Alınan televizyon, Tacir (Z) bakımından ise, yaptığı işin,
hizmetin karşılığını oluşturmaktadır. Burada, yapılan işin karşılığı para
olarak değil, ayın olarak tahsil edilmektedir. Dolayısıyla, televizyonun VUK hükümlerine
göre belirlenecek emsal bedeli, Tacir (Z) bakımından iş hasılatını oluşturacak
ve adı geçen kişinin hesaplarına hasılat olarak yansıtılacaktır.
Emsal bedel belirlerken Tacir (T), VUK’un 267’nci
maddesinde yazılı “ortalama fiyat esası”na
göre işlem yapabilir. Değerlemenin yapılacağı aydan önce gelen ayda aynı maldan
satış olmamakla birlikte, daha önceki ayda satış vardır ve satış miktarı
değerlemesi yapılacak mal miktarının % 25’inden de az değildir.
Yapılan
satışlardaki ortalama satış fiyatı (14.500/4=) 3.625.-TL’dir. Verilen
televizyonun emsal bedelini de bu tutar oluşturmaktadır.
4.7.2.İkinci Sıraya, Maliyet Bedeli Esasına
Göre Emsal Bedel Belirlenmesi
Ortalama
fiyat esasına göre belirlenememesi durumunda, emsal bedelinin VUK’un 267’nci maddesinde ikinci sıra
olarak yazılı bulunan maliyet bedeli esasına göre belirlenmesi gerekir. Bu
esasın kullanılması için emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedelinin
bilinmesi ya da çıkarılmasının mümkün olması gerekir. Bu koşullar varsa, bu takdirde mükellef bu
maliyet bedeline, toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 ilave
etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.
Örnek: Yukarıdaki bölümde yer alan örnekte yer
verilen veriler, bir veri hariç geçerli
olsun. Ancak, bu kez, değerlemesi
yapılacak malla aynı türden bir malın satışının Eylül 2013’te de
olmadığını varsayalım.
Örneğin Çözümü: Bu durumda, VUK’un 267’nci maddesinde yazılı ortalama fiyat esasına
göre emsal bedelin belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Bu halde, emsal bedelini
söz konusu maddenin ikinci sırasına, maliyet bedeli esasına göre belirlemek gerekir.
Emsal
bedeli belirlenecek malın maliyet bedeli 2.500.-TL olarak bilinmektedir. Bu,
VUK’un 267’nci maddesinde yazılı olan hüküm uyarınca, aynı maddenin ikinci
sırasındaki usulü kullanma olanağı vermektedir.
Emsal
bedel de, maliyet bedelinin % 10
fazlasıyla, (2.500x1,10=) 2.750.-TL olarak bulunacaktır.
Emsal
bedeli olarak bulunan bu tutar, yukarıdaki bölümde bulunan tutarın altında yer
almaktadır. Bunun anlamı şudur: VUK’un 267’nci maddesinde yazılı bulunan
birinci sıraya, ortalama fiyat esasına göre emsal bedelinin belirlenemediği ve
bu nedenle aynı maddenin ikinci sırasına, maliyet bedeli esasına göre belirleme
yapıldığı durumda, bu belirlemenin yapıldığı işletme ortalama olarak % 10’dan
daha fazla karlılık oranıyla çalışıyorsa, belirlenen emsal bedeli mükellef
lehine, devlet aleyhine sonuç verecektir.
4.7.3.Üçüncü Sıraya, Takdir Esasına Göre
Emsal Bedel Belirlenmesi
VUK’un
267’nci maddesinde emsal bedel belirlemesi için getirilmiş üçüncü usul takdir
esasıdır. Söz konusu maddede yazılı olan ortalama fiyat esasına ve maliyet
bedeli esasına göre emsal bedelinin belirlenemediği durumlarda emsal bedelinin
belirlenmesi takdir esasına göre olur.
Bu husus, VUK’un 267’nci maddesinde “yukarıda
yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı
üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet
bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca
yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır” denilmek suretiyle
hükme bağlanmıştır.
VUK’un
267’nci maddesinde, takdir esasına göre, takdir komisyonlarınca belirlenen
emsal bedellerine karşı mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuz
olduğu, ancak, dava açılmasının verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmayacağı
hükme bağlanmıştır. Bu hükümlerin belli ölçüde irdelenmesinde yarar
bulunmaktadır.
VUK’un “vergi mahkemesinde
dava açmaya yetkili olanlar” başlığını taşıyan 377’nci maddesinde aşağıdaki
hükümler yer almaktadır:
“Mükellefler
ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen
cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.
Vergi
dairesi (…) takdir komisyonlarınca (…) takdir olunan matrahlara karşı vergi
mahkemesinde dava açabilir (…).”
Söz
konusu madde hükmünden anlaşılacağı üzere, mükelleflerin vergi mahkemesinde
dava açabilmesi adlarına vergi tarh edilmesi ve/veya kendilerine ceza kesilmesi
durumunda olanaklıdır. Bu husus, VUK’un “dava
konusu” başlıklı 378’inci maddesinde, “vergi
mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi (…)
lazımdır” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Ayrıca,
VUK’un 377’nci maddesi hükmü gereğince, takdir komisyonlarınca takdir olunan
matrahlara karşı dava açma hakkı yalnızca vergi dairelerine verilmiştir.
VUK’un
267’nci, 377’nci ve 378’inci maddelerinin birlikte okunmasından, emsal
bedelinin takdir komisyonlarınca takdir edildiği durumlarda, takdir edilen
bedele karşı açılacak davanın doğrudan takdir edilen bedele karşı değil, takdir
edilen emsal bedeli esas alınarak yapılan vergi tarh işlemine karşı olabileceği
anlaşılmaktadır. Takdir komisyonlarınca belirlenen emsal bedellerine karşı açılan
davanın verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaması ancak bu şekilde mümkün
olabilir.
4.8.Emsal
Ücreti
Ücretle
yapılan imalatta ücretin gerçek miktarının bilinmemesi veya doğru olarak tayin
edilememesi hallerinde tespit edilecek emsal ücret de aynı esaslara göre tayin
olunur.
4.9.Vergi Değeri
Vergi
değeri VUK’un 268’inci maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre, vergi değeri, bina ve arazinin
Emlâk Vergisi Kanunu’nun 29 uncu maddesine göre tespit edilen değeridir.
5.Değerleme Ölçülerine Göre Kıymetler
VUK
hükümlerine göre, aynı kanunda yazılı değerleme ölçülerine göre değerlenecek
kıymetler değerleme ölçülerine göre tasnifli olarak aşağıda belirtilmektedir:
5.1.Maliyet Bedeliyle Değerlenecek
Kıymetler
VUK
hükümleri gereğince, iktisadi işletmelere dahil olan aşağıdaki kıymetlerin
değerlenmesinde maliyet bedeli esas alınır.
·
Gayrı menkuller (VUK m. 269)
·
Demirbaşlar (VUK m. 273)
·
Satın alınan mallar (VUK m. 274)
·
İmal edilen mallar (VUK m. 275)
·
Zirai mahsuller (VUK m. 276)
·
Zirai işletmelere dahil hayvanlar(VUK m. 277)
5.2.Borsa Rayiciyle Değerlenecek Kıymetler
VUK
hükümleri gereğince, aşağıda yazılı bulunan iktisadi işletmelere dahil
kıymetlerin değerlenmesinde borsa rayici esas olur.
· Menkul
kıymetler (hisse senetleri ve fon potföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş
bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonları katılma
belgeleri hariç) (VUK m. 279)
· Yabancı
paralar (VUK m. 280)
VUK’un
279’uncu ve 280’inci maddelerinde menkul kıymetlerin ve yabancı paraların
değerlenmesi konusunda öngörülen ölçü borsa rayici olmakla birlikte, söz konusu
maddelerde bu genel kural dışında kalan bazı kurallara da yer verilmiştir. Bu
hususlara dikkat edilmesinde yarar bulunmaktadır.
5.3.Tasarruf Değeriyle Değerlenecek
Kıymetler
VUK’un
323’üncü maddesi hükmü gereğince, şüpheli alacaklar, tasarruf değeriyle
değerlenir. Şüpheli alacakların tasarruf değeriyle değerlenmesi şüpheli
alacaklar için bilançonun pasifinde karşılık ayırmak suretiyle olur.
5.4.Mukayyet
Değerle Değerlenecek Kıymetler
VUK
hükümleri gereğince, aşağıda yazılı bulunan, iktisadi işletmelere dahil
kıymetlerin değerlenmesinde mukayyet değer esas alınır.
· Alacaklar
(VUK m. 281)
· Borçlar
(VUK m. 285)
· İlk
tesis ve taazzuv giderleri (VUK m. 282)
· Peştemallıklar
(VUK m. 282)
· Peşin
ödenen giderler (VUK m. 283)
· Cari
hesap dönemine ait olup, henüz tahsil edilmemiş olan hasılat (VUK m. 283)
· Zirai
işletmelerde henüz idrak edilmemiş olan mahsuller için yapılan giderler
(hazırlık işleri giderleri gibi) (VUK m. 283)
· Peşin
tahsil olunan hasılat (VUK m. 287)
· Cari
hesap dönemine ait olup, henüz ödenmemiş olan giderler (VUK m. 287)
· Karşılıklar
(VUK m. 288)
5.5.İtibari Değerle Değerlenecek Kıymetler
VUK
hükümleri gereğince, aşağıda yazılı bulunan, iktisadi işletmelere dahil
kıymetlerin değerlenmesinde itibari değer esas alınır.
· Kasa
mevcudu (yabancı paralar hariç) (VUK m. 284)
· Eshamlı
şirketlerin çıkardıkları tahviller bu şirketlerce (VUK m. 286)
· İktisadi
kamu müesseselerinin çıkardıkları tahviller, bu müesseselerce (VUK m. 286)
5.6.Vergi Değeriyle Değerlenecek Kıymetler
Emlak
vergisi ya da veraset ve intikal vergisi gibi bir servet vergisine tabi olması
durumunda bina ve arazi vergi değeri ile değerlenir. Bu husus, VUK’un 297’nci
maddesinde hükme bağlanmıştır. Söz konusu hükme göre, ticari sermayeye dahil
olsun ya da olmasın, binalarla arazi vergi değeri ile değerlenir.
5.7.Rayiç Bedelle Değerlenecek Kıymetler
VUK’un
mükerrer 290’ıncı maddesinde, kiracının finansal kiralama işlemine konu
iktisadî kıymeti kullanma hakkının (ve sözleşmeden doğan borcun) değerinin
(sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük ise eğer)
kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli olacağı ve kullanım hakkının bu
bedel esas alınarak değerlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Yine
VUK’un mükerrer 290’ıncı maddesinde,
finansal kiralamaya konu iktisadî kıymetin üretimini veya alım satımını yapan
kiralayanın, söz konusu iktisadi kıymetin değerlemesinde, iktisadî kıymetin net
bilanço aktif değeri olarak, maliyet bedeli yerine, söz konusu kıymetin rayiç
bedelini esas alması gerektiği hükme bağlanmıştır. Söz konusu hükme göre, rayiç
bedel ile maliyet bedeli arasındaki fark, normal bir satış işleminden elde
edilen kâr veya zarar olarak işleme tâbi tutulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder